Zeytinliklerin Madenciliğe Açılması: Doğaya ve Geleceğe Zarar Veren Bir Karar Zeytinliklerin Madenciliğe Açılması: Doğaya ve Geleceğe Zarar Veren Bir Karar

Zeytinliklerin Madenciliğe Açılması: Doğaya ve Geleceğe Zarar Veren Bir Karar

Zeytinliklerin Madenciliğe Açılması: Doğaya ve Geleceğe Zarar Veren Bir Karar

20. Jul 2025

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 19 Temmuz 2025 tarihinde kabul edilen torba yasa, zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasının önünü açarak büyük bir tartışma yarattı. “Süper İzin” olarak da anılan bu yasa, enerji ihtiyacını karşılamak adına zeytinliklerin taşınmasına veya madencilik faaliyetlerine tahsis edilmesine olanak tanıyor. Ancak, bu kararın doğaya, tarıma ve yerel halkın geçim kaynaklarına vereceği zararlar, ciddi endişelere yol açıyor. Olivda.com olarak, bu yasanın olası etkilerini sakin ve yapıcı bir şekilde ele alarak, neden bu düzenlemeye karşı olduğumuzu açıklıyoruz.

Zeytinlikler: Türkiye’nin Doğal ve Kültürel Mirası

Zeytin ağaçları, Türkiye’nin hem doğal hem de kültürel mirasının en önemli parçalarından biridir. Binlerce yıllık geçmişiyle zeytinlikler, sadece tarımsal üretim için değil, aynı zamanda ekosistemin dengesi ve biyolojik çeşitlilik için de kritik bir rol oynar. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2024 verilerine göre, ülkemizde 3,75 milyon ton zeytin üretimi gerçekleşti. Bu üretim, hem yerel ekonomiyi destekliyor hem de Türkiye’yi dünya zeytinyağı piyasasında önemli bir konuma taşıyor. Ancak, yeni yasa ile zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılması, bu mirası tehdit ediyor.

Torba Yasanın İçeriği ve Olası Sonuçları

TBMM Genel Kurulu’nda 255 oyla kabul edilen torba yasa, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını belirli şartlara bağlıyor. Yasaya göre, eğer madencilik faaliyetleri başka bir alanda yapılamıyorsa ve kamu yararı varsa, zeytin ağaçları taşınarak veya yerine eşdeğer bir zeytinlik alanı oluşturularak madencilik yapılabilecek. Ayrıca, maden sahalarında faaliyet gösteren şirketlerden rehabilitasyon bedeli alınacak ve bu bedel, doğanın yeniden canlandırılması için kullanılacak. Ancak, bu düzenlemeler çevreciler ve muhalefet tarafından ciddi şekilde eleştiriliyor. 

Peki, neden bu düzenleme tartışmalı?

1. Doğal Habitatların Kaybı: Zeytinlikler, sadece ağaçlardan ibaret değildir; aynı zamanda kuşlar, böcekler ve diğer canlılar için bir yaşam alanıdır. Ağaçların taşınması, ekosistemin bütünlüğünü bozarak geri dönüşü olmayan zararlara yol açabilir. Uzmanlar, taşınan zeytin ağaçlarının yeni alanlarda tutunma oranının düşük olduğunu belirtiyor.

2. Çiftçilerin Geçim Kaynağına Darbe: Zeytinlikler, özellikle Muğla gibi bölgelerde köylülerin ana geçim kaynağıdır. Yasanın, çiftçilerin üretim sahalarını kaybetmesine neden olabileceği belirtiliyor. Örneğin, Muğla’nın Milas ilçesindeki İkizköy Mahallesi’nde yaşayan köylüler, Akbelen Ormanı ve çevresindeki zeytinliklerin korunması için yıllardır mücadele veriyor.

3. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Sürecinin Zayıflatılması: Yasa, ÇED süreçlerini hızlandırarak, kamu kurumlarının üç ay içinde görüş bildirmediği durumlarda projelerin “izin verilmiş” sayılmasını öngörüyor. Bu, çevresel etkilerin yeterince değerlendirilmeden projelerin onaylanabileceği anlamına geliyor.

4. Karbon Emisyonlarının Artışı: Madencilik faaliyetleri, özellikle kömürlü termik santraller için yapılanlar, Türkiye’nin karbon emisyonlarını artırabilir. Bu durum, iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerimize zarar verebilir.

Çevre Örgütlerinin ve Muhalefetin Tepkisi

TEMA Vakfı, WWF-Türkiye ve Doğa Derneği gibi çevre örgütleri, yasanın sadece zeytinlikleri değil, ormanları, sulak alanları ve yaban hayatı koruma sahalarını da tehdit ettiğini vurguluyor. CHP ve diğer muhalefet partileri, yasayı “zeytinliklere ölüm fermanı” olarak nitelendirerek, doğadan çok maden şirketlerini önceliklendirdiğini savunuyor. TBMM görüşmeleri sırasında CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer’in zeytin dalıyla kürsüye çıkarak yaptığı konuşma ve İkizköy köylülerinin Ankara’daki açlık grevi, bu tepkilerin en çarpıcı örnekleri oldu.

Alternatif Çözümler Mümkün mü?

Zeytinliklerin madenciliğe açılması yerine, enerji ihtiyacını karşılamak için daha sürdürülebilir çözümler üretilebilir. Örneğin:

- Yenilenebilir Enerji Yatırımları: Güneş ve rüzgar enerjisi gibi çevre dostu enerji kaynaklarına daha fazla yatırım yapılarak, hem enerji ihtiyacı karşılanabilir hem de doğal alanlar korunabilir.
- Ekosistem Dostu Madencilik Uygulamaları: Madencilik faaliyetlerinin zeytinlikler yerine, ekosisteme zarar vermeyecek alanlarda yoğunlaşması teşvik edilebilir.
- Toplumsal Katılım ve Şeffaflık: ÇED süreçlerinde yerel halkın ve çevre örgütlerinin görüşleri daha fazla dikkate alınmalı, karar alma süreçleri şeffaf bir şekilde yürütülmelidir.

Sonuç: Zeytinlikleri Korumak Hepimizin Sorumluluğu

Zeytinliklerin madenciliğe açılması, kısa vadeli ekonomik kazançlar uğruna uzun vadeli çevresel ve toplumsal kayıplara yol açabilir. Olivda.com olarak, doğayla uyumlu bir yaşamı destekliyor ve zeytinliklerin korunması gerektiğini savunuyoruz. Türkiye’nin zeytinlikleri, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de mirasıdır. Bu nedenle, yasanın yeniden gözden geçirilmesi ve doğayı koruyan alternatif çözümlerin hayata geçirilmesi için hep birlikte hareket etmeliyiz. 

Doğamızı, zeytinliklerimizi ve geleceğimizi korumak için sesimizi yükseltelim. Çünkü zeytin, sadece bir ağaç değil; bir yaşam biçimidir.


Hinterlassen Sie einen Kommentar

Bitte beachten Sie, dass Kommentare vor der Veröffentlichung freigegeben werden müssen

Diese Website ist durch hCaptcha geschützt und es gelten die allgemeinen Geschäftsbedingungen und Datenschutzbestimmungen von hCaptcha.